30 Nisan 2012 Pazartesi

Koyunizm Nedir? Nasıl Koyun Olunur? Koyun Eti Güzel midir?

    Bak lafa bak lafa,"O ne biçim başlık be." diyor oradan birisi. Ayıptır ayıp, şu yazıyı okumadan hemen böyle bir yorum yaptın ya, bir şey demiyorum sana. Ben size ön yargı konusunda bir şeyler anlatmamıştım değil mi? Bak altını çizdim, hatırlatın yazayım onla ilgili de üç beş bir şeyler, önemli konu. Şimdi sevgili insan, sana "sevgili humanoid homo sapien" diye hitap etsem olur mu? Tabi ki olur ama çok uzun, kim yazar onu zırt pırt. Ben burada tuttum "Koyunizm" diye bir kavram çıkarttım, bir de bu Koyunizm topluluğuna üye Koyunist humanoid kavramı çıkarmak istiyorum. Duyuyorum dediğini, ne saçmalıyor bu diyorsun, azcık seni yormak istedim o kadar, gel sakin sakin yeni paragrafta konuşalım bunları.
    Bir defa şunu herkes bilir, koyun sürüye çok bağlı bir hayvandır, sürü psikolojisinin tavan yaptığı bir vakadır bu. En öndeki koyun uçurumdan atlasa arkasındaki koyunlarda bungee jumping yapıyoruz sanıp kamikaze dalışı yaparlar. Bu en öndeki koyunu çevirme yapmayacaksın da ne yapacaksın? Karnım açıkmış biraz. Burayı iyi dinleyin çok cıvıttık, ciddi ciddi devam edelim.
     Günümüz insanlarının ne büyük oranda sürü psikolojisinde yaşadığını hiç fark ettiniz mi? Yani o sürüden arada bir çıkıp etrafınıza biraz baksanız görürsünüz diyorum. Sürünün başındaki biri ne yaparsa en arkadakine kadar herkes aynısını yapıyor. En azından hepiniz hayatınızda en az bir defa otobüs kuyruğuna girmiştir, girenler anlar işte. Moda kavramı da bu şekilde çıkıyor. Sivri zekanın teki çıkıyor ve sağ bacağı eskimekten yırtılmış olan kot pantolonunun sol bacağına da simetrik olacak şekilde bir yırtık yapıyor ve dışarı çıkıyor. Soranlara da bu senenin modası bu dostum, hangi çağda yaşıyorsun diyor. Bir bakmışsın kimsenin kıçında sağlam don kalmamış. Aslında şöyle düşününce Allah razı olsun, eskiyen pantolonlar çöpe gitmiyor diye düşünüyor insan, israfa da karşıyız. Ya ben ne insanlar gördüm sırf arkadaşları sushi seviyorlar diye o da seviyormuş gibi görünmeye çalışan. Zorla yer bir de onu ya, insan üzülüyor be ağabey, koyun hiç sushi yer mi? Bu arada ben de çok severim sushiyi. İşte bunlara sayısız örnekler verebilirim. İnsanlar hep çoğunluğun yaptığı şeyi doğru kabul eder ve onu yapma eğilimi gösterir. Ben zaman zaman öyle durumlarla karşı karşıya kalıyorum ki, durum şu; bir gün yazılı oluyoruz, lise zamanları... Kopyasız yazılı olur mu? Olmaz. Çekiyoruz bizde, bütün sınıf çekiyor tabi, bir de lise sonuz, hoca müsamaha gösteriyor. Neyse bir soruda takıldık, ben falanca diyorum, herkes filanca diyor. Şimdi ben bildiğim şeyden eminim ama, herkes filanca diyor, ben doğru mu biliyorum, yanlış mı? Hemen şunu düşündüm:"Bu sürü mantığına uyup doğru yapacağıma, kendi kararımı seçip yanlış yaparım, yeğdir.". Bu durumda şöyle düşününce mantıksız geliyor:"Hasta mısın kardeşim, cevap açık seçik, bütün sınıfın dediği işte, ne zorluyorsun?". Yanlış düşünüyorsun, bir kaç defalık sürü mantığı seni doğru yoldan götürebilir ama bir kez olsun yanlışa saptı mı sürünün başı, yandın. Hata yapmışsındır artık ve bu hatayı kendi kararınla yapmamışsındır. Ne pişmanlıklar sonra. Hep demişimdir, hatada olsa doğruda olsa kendi kararımla olsun. Sonra pişman olmayım. Hatana da doğruna da sahip çıkacaksın kardeşim, benimseyeceksin onları, kendinle barışık yaşayacaksın. Dur, çok sapmadan dönelim konuya. İşte böyle düşünmeli her insan diyorum. İlla ki benim düşündüklerim doğru demiyorum ama sürü mantığı olduğu sürece özgür düşünce kısıtlanacak, insanlar kendilerini ifade etmekten korkacaklar. Nice parlak insanlar sürü içinde eriyip gidecekler. Yapılan hatalar hep sürüye mal edilecek, hep pişman olunacak, bir kez olsun, "Ben kendi kararımla hata yaptım, var mu uleyn?" diyemeyeceksiniz. Süt içmeyi her ne kadar sevseniz de yetişkin olduğunuzda içemeyeceksiniz çünkü yetişkinler süt içmez. Niye içmesin kardeşim, seviyorsa içer. (Bu arada Türk halkı 30 yaşını geçtikçe bağırsaklarındaki süt ve ürünlerini sindiren bakterileri kaybediyormuş, araştırmak lazım tabi, doğru mu değil mi.). Gün gelecek hiç bir liseli sanat müziği, halk müziği dinleyemez olacak çünkü arkadaşları, rock, pop, rap dinliyorlardır.
     Bak bir de işin öteki boyutu var, insanlar koyunlaşmıyor aslında, koyunlaştırılıyorlar. Bu gibi durumlarda michaelsikkofield.blogspot.com  u arada ziyaret etmek gerekir. Ben o kadar yazacak vaktim yok ama şunu söylemeden geçemem, koyunlaşmış bir halka diz çöktürmek çok daha kolaydır, en öndekine diz çöktürürsün, gerisi meçhul zaten. İşte bu yüzden KOYUN ETİ GÜZELDİR! İyi takip edin, gelişmiş ülkelerde insanlar haklarını nasıl koruyorlar, en ufak bir haksızlıkta nasıl güç birliği yapıyorlar. Bizim yapmamız gereken de tam olarak budur. Koyunizm anlayışını terk edecek, araştıracak, öğrenecek, azmederek çalışacak ve gün gelecek, sesimizi dünyaya duyuracağız. Bu kadarını da yapalım artık değil mi. Neyse çok uzattım yine gece gece. Koyun olmayın gençler, insan olun ve gurur duyun!
                                                                                                                                Kalın Sağlıcakla.
                                       (Bu arada benim falanca cevabım doğru olan cevaptı.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder