30 Nisan 2012 Pazartesi

Zeka Nasıl Geliştirilir?

    Yeni bir deneme tadında makale ile tekrar beraberiz. Şimdi sizi bir kez daha kaynağı belli olmayan bilgiler bombardımanına tutacağım. Çok oyalamadan başlayalım.
     Bu makalede beynimizin sırlarla dolu yapısından çok bahsetmeyeceğim, bunun yerine zekamızı nasıl geliştiririz, zekamızı nasıl daha etkin kullanırız, nasıl daha verimli bir kişi haline geliriz, bunlardan bahsedeceğim.
     Öncelikle zeka nedir onu konuşalım. Benim düşüncem, zeka, kişinin olaylar karşısında aldığı kararın kalitesinin bir ölçütüdür. Ne kadar zeki iseniz karşınıza çıkan olaylar karşısındaki tutumlarınız da o denli sıra dışı ve verimli olacaktır. Eğer sizin doğuştan yüksek zekanız varsa yada zekanızı sonradan geliştirdiyseniz yada her ikisi birden varsa artık sıra dışı bir insansınız demektir. Artık hayatınız tek düze devam etmeyecek, çok fazla ilginç olayla karşı karşıya kalacaksınız. Yanlış! Aslında sürekli karşımızda olan ilginçliklerin farkına varacaksınız, olayların arkasındaki olayları göreceksiniz!
       Bakıyorum internete, bir kaç makale buldum, bol bol kitap okuyun demişler, ek olarak da bol bol kitap okuyun. Bre makaleci ağabey, kitap oku oku gözleri bozulacak gençlerin, dur hele.  Tamam kitap okumak konsantrasyonu arttırır, düşünmeye sevk eder, hayal gücünü tetikler gibi faydası saymakla bitmez. Ancak, zeka gelişimi için çok daha fazla yöntem vardır ve her insan kitap okumayı sevmez. O halde ben size zekamızı geliştirebilmemiz için kullanabileceğimiz bir kaç tavsiyede bulunayım.

Adım 1. Düşünmek!
Her ne kadar basit gibi görünen bir başlıkta olsa kısa bir açıklama ile bu konudaki yargınızı değiştirebilirim. Hangi biriniz bir elma yerken bu elmanın sırları nedir diye düşünür? Dur dur dur, bu pek açıklayıcı olmadı, biraz daha detaylı anlatayım, bir elmayı yiyoruz, oh mis. Bu yeterli değil, yediğimiz elmanın içinde hangi hormonlar, hangi enzimler, hangi vitamin ve mineraller var? Vücudumuza faydaları nelerdir? Çöp diye attığımız "elmanın sapı ve çekirdekli bölgesi" de acaba vücudumuz için faydalı mıdır? Bir araştırsam mı? Bakın düşünmek ve "ARAŞTIRMAK" için bir elmadan ne kadar çok konu çıktı, gerçek bir dahi olmak istiyorsanız bunları severek yapmalısınız! Bu kadarla da sınırlı değil. Yediğimiz elmayı şu an için sadece fiziksel olarak düşündük, bir de metafiziksel olarak düşünelim. Yediğimiz elmayı oluşturan moleküllerin aslında katılaşmış enerji kütleleri olduğunu biliyor muydunuz? Her duyduğunuza inanmayın, gidin araştırın, üşenmeyin. Bakın size düşünmek için bir malzeme daha vereyim ve bu adımı geçelim. Enerjisel yoğunluklarına göre sıraladığımız zaman ışık<ses<gaz<sıvı<katı gibi bir genelleme yapabiliriz. Hadi bunu biraz düşünün.

Adım 2. Araştırmak!
Üstteki maddede de sıkça vurguladım dikkatiniz çeksin diye. Zekanızı gerçekten güçlendirmek istiyorsanız yada halihazırda anadan doğma üstün zekalı iseniz ve deha olma yolunda ilerliyorsanız araştırma yapmaktan kesinlikle kaçmayın. Her bulduğunuz bilimsel makaleyi okuyun ama inanmayın, sorgulayın, yorumlayın ve tartışın. Çevrenizdekilere sık sık soru sorun, bilgi alın ama inanmayın ve doğrulayana kadar araştırın. Zeki olma yolundaki en önemli adımdır bu, bir şeyi merak ettiğinizde sonraya bırakmayın, hemen o an araştırın öğrenin, eğer o an araştırma imkanınız yoksa cep telefonunuza kaydedin, fırsatınız olduğunda hemen araştırın öğrenin. Unutma, bilinçaltına ne kadar malzeme eklersen, o malzemeleri kullanarak yapacağın yemeğin lezzeti de çeşidi de o denli çok olur.

Adım 3. Şüphecilik!
Pozitif bilimin gelişmesindeki başroldür bu kural. Pozitif bilimlerin Johhny Depp'i. Bizim mahallenin favori bakkalı. Şüphecilik dedik diye yazıyı yarım bırakıp hemen gözlük ve şapka takıp sevgilinizin peşine takılmayın. Oku kardeşim, bu kadarını okudun, kalanını da okursun bir zahmet. Şüphecilikten kastım, her bilgiyi araştırıp sorgulayıp doğrulamaktır. Bir defa en başta bilmen gereken şey, zeki insan koyun olmayan insandır! Bak üniversitede gözlemlediğim bir hikayeyi anlatayım size de aynısını yapmayın, tam rezillik. Bizim yemekhanenin 4 sırası, haliyle 4 turnike girişi vardır. Kartı basar girer, yemeği alır gideriz. Bir terslik var işte burada. Bu 4 turnikeden genelde 1 tanesi hep boştur. Sanarsın ki bozuk. Gidip basıyorum kartı hiç sıra beklemeden, yemeğimi yeyip doyuyorum. Ben o kartı o turnikeye bastıktan sonra arkası kuyruk oluyor, bre öğrenci, bre koyun, hiç mi aklına gelmiyor çalışıp çalışmadığını denemek? Nerede deneyci ruh? Hah, deneycilik demişken...

Adım 4. Deneycilik.
Öncelikle şuna bir açıklık getirelim. Deney yapmak beherglassa abidik kubidik kimyasallar koyup onu patlatmaya çalışmak falan değildir. Her şeyle ilgili deney yapabilirsiniz, amacınızsa doğruyu öğrenmek! Evet, benim temel prensibimdir, doğruluğu %90 bile olsa %100 inanmak için deney yapar test ederim. Çokta uzatmaya gerek yok, kısa bir örnek vereyim de geçelim, baydın beaaa. Mesela nasıl deney yaparız. Misal size aslı astarı olmayan bir bilgi vereyim de sizde deney yapıp sonuçlandırın, sonra bana uydurukçu deme. Bir insan ortalama 7-9 saat arası uyur ama iddia ediyorum ki hiç gerek yok. Bir insanın uykusunu alabilmesi için bir buçuk saatin katları yeterlidir. Yani her 1,5 saatte bir uykumuzu alırız ve bu 1,5 saatlerin arasında kalan bir süre (7 saat gibi) uyursak uykumuzu alamayız ve sabahları leyla leyla gezeriz. Eğer öncesinde aşırı bir vücut yorgunluğumuz yoksa (spor yapmak gibi) 1,5 saat uyku bile bize yeter ama ne zaman uyuyup ne zaman uyandığınıza dikkat edin. Dakikası dakikasına aynı olmak zorunda değil, kendiniz deney yapın ve öğrenin sonucu.

Adım 5. Uygulama.
Bak bunu iyi oku, burası çok can alıcı. Okumakla yetinme, bir deney yap, yazdıklarım doğruysa sık sık uygula ve alışkanlık haline getir. Sahi uygula diyorum ama ne bu uygulayacağımız şeyler?
1-Bulmaca çözmek:
Klişeleşmiş gazete bulmacaları, sudokular, rubbick küpleri(bkz. zeka küpü), puzzlelar, bilgisayar oyunları ve benzeri şeyler hem eğlencelidir, hem de zekamıza yeni bir boyut kazandırmamız için oldukça faydalıdır. Bunları her bulduğunuz yerde çözün ve alışkanlık haline getirin. Eğer matematik çözememe gibi bir sıkıntınız varsa sudoku çözmeyi kesinlikle alışkanlık haline getirin, beynin sol lobuna sağlam bir jimnastik yaptıracaktır(bak beynin sol lobu ne işe yarar araştır şimdi, onu da ben mi söyleyim?). Sudoku matematik çözmeye faydalı olur dedim ama siz bana inanmayın, deney yapın, kendi gerçeklerinize inanın, "anti koyunist" olun!

Adım 6. Çevre.
Şimdi buraya en az 3 adım daha eklerdim ama siz artık deney yapan ve zekasını geliştirme yoluna girmiş anti koyunistlersiniz. Artık bir kaç maddede siz eklersiniz herhalde. Neyse ben siz kıyak yapıp bir de çevre faktöründen bahsedeyim. Şimdi vay efendim zengin ailenin çocuğu olsaymış da, ailesi onu her türlü kursa gönderseymiş de, vay efendim zırtmışta, pırtmışta. Dur orada yolcu, benim canımı sıkma. Bahanelerin arkasına saklanan insanları hiç sevmem, zamanında bende yaptım aynısını, çok kötüdür çok, yapmayın. Şimdi  aile yapınız, çevreniz, şartlarınız, cebinizdeki paranız zerre kadar önemli değil. "ZEKA İLE PARA AYNI ANDA OLMAZ". Bak oradan birisi diyor ki:"vay arkadaşım iyi hoş dedin de, zeki adam nasıl para kazanacağını da bilir." duydum arkadaş, aynen böyle dedi. Bak geliyor cevap, zeki adam parasını mezara götürmez, dünya üzerinde ki milyonlarca aç insanın varlığından haberdardır diyorum. Artık sen anla, zekisin sen artık. Neyse çok sapmayalım bu konudan, ahlaki konuları da başka bir deneme tadında makalede anlatırım. Şu çevreye dönelim. Arkadaş, zeki insan kendi çevresini seçer! Hemde bu işi yaparken çok dikkatli olur, çevresindeki her insan üzerinde deney yapar, herkesin huyunu suyunu tespit eder, ona göre kendine bir yakın çevre oluşturur. Bak güzel konu bunun altını kırmızı çizeyim de daha sonra bir yazı yazarım bunla ilgili. Çevrenizdeki insanların tembel, çalışmaktan kaçan, gelişmeye ve eleştiriye kapalı, tabiri caiz ise angut olmamasına dikkat edin. Bak böyle insanları tut bir kenara at demiyorum. Zeki insan bu insanların elinden tutmakla yükümlüdür, öyle zeki olmak kolay değil, yapacaksın arkadaşım! Neyse, çevrenizdeki insanlar ne kadar zeki ise sizinde gelişme hızınız o oranda artar, siz görmesenizde çevrenizdeki her insanla aslında telepatik bir bağ kurarsınız ve sürekli bir veri alış verişi içinde olursunuz. Bak bu mevzuya da değineceğim boş bir vaktimde. Onun için çevrenizde zeki insanları toplayın, beraber projeler yapın, girişimcilik neymiş gösterin insanlara. İnsanlarla tartışmaktan asla kaçmayın, bir tartışma neler öğretir insana. Bak tartışmayı da sakın kavgaya çevirme, ayıptır! 
   Hah bak söylemeyi unutuyordum, sen de hiç hatırlatmıyorsun ki be kardeşim. Hani ben burada kendimizi nasıl geliştiririz, çevremizdeki zeki insanların buna nasıl faydası olur, falan fistan anlatıyorum ama asıl önemli olan bir şey var ki o da şudur: "Bilgi paylaştıkça çoğalır.". Kimseye bir şeyler öğretmekten kaçınma, o senden 1 şey öğreniyorsa, sen ona öğretirken 2 şey öğrenirsin. 

     Neyse çok uzattım, kısa keseyim diyorum ama bu kısa hali işte. Bol bol kitap okuyun gençler. İnternette sörf yapın, bilgi ağı çöplüğünün içinde elmasları aramaya çalışın. Edindiğiniz her bilgi günün birinde karşınıza çıkacaktır.

2 yorum:

  1. Bu anlattıklarınızın % 98 ini yapan ancak zamanla özellikle üniversitede ev arkadaşları tarafından uzaylı gibi görülüp asimile olduktan sonra bedenine sığmayan huzursuz bir ruha dönüştüm. Haliyle tatminsizlik siz boyu doldurulamayan boşluklar kuyu.

    YanıtlaSil